Translate

14 Eylül 2014 Pazar

Bir rüzgar esti - Estonyada ....

"Bir rüzgar esti." esprisiyle başladı Estonya.Mart ayı.Rüzgar da öyle bir esti ki gecenin bir yarısında loş sokak lambalarının altında tanıştık Jelena'yla.O havanın soğukluğundan ziyade sıcacık karşıladı bizleri.Biz mi? Feyza Hocam,Sena ve Hatice. 4 kadın başka memlekette otele giriş yaptık.Sabah 7'de kalkmak üzere odalara doluştuk.Uyuma ve uyuyamanın kısrağında döndük durduk.En azından benim için öyle öyleydi.Sabah yorgun bir şekilde uyandım.İlk defa sabah ezansız.Ortam önceleri biraz garip ve tuhaf gözüktü gözüme ta ki o güneşin ilk ışınları karşıdaki ağaçlara vuruncaya kadar ve her şey olabildiğine renklendi.Yani demem o ki 17'imde ilk defa başka bir memleketteydim ve güneş bana bunu fısıldamıştı.
Sabak ilk işimiz kahvaltıdan sonra okula gitmek oldu.Tanışma faslı,danslar,gösteriler...Az çok herkes nereli, adı ne biliyordum.Tabi bir de ilk günün acemiliği vardı herkeste.Tabi bu arada gezdiriliyorduk, yemek yiyorduk.Her şey iyi güzel gidiyordu ama bir şey eksikti.Tüm ülkeler kendi arasında koğuşlanıyordu.Bu projenin amacı bu olmasa gerekti.Neyse ki Feyza Hocamız imdada yetişti de herkes bir kaynaşmaya başladı.Ah tabi şu da bir gerçek ki Eston birilerinin yanında kalmadığımız için kızlarla beraberdim hep.Yalnız başka birinin yanında kalsaydım bu kadar eğlenir miydim bilmiyorum.:D Kaloriferi 5. ve sonuncu dereceye kadar getirip yanmamız, Hatice'nin banyo askısıyla imtihanı, Sena'nın şarkıları...Ve daha nicesi.Aklımın köşesinde unutulmayacak bir anı daha var.Akşam saat 9'da dışarı çıktık.Gece karanlığında fotoğraf çekmek için.Yanan tek ışık otelin.Gerisi devasa yükseklikteki ağaçlarla kaplı orman.Karanlık ve de sessiz.Buzların üzerinde koşa koşa (tabi hiçbir şekilde düşüp kaymadan) salıncakların oraya geldik.Herkes sallandı fotoğraflarda tamamdı ki o da ne? Garip bir ses duyduk.Çığlık attık.En son gördüğüm kızların koştuklarıydı.Nasıl geldik otele bilemedim.:D Tabi bunun gibi bir sürü komik olay vardı ama hepte öyle değildi.Ben ilk defa kendimle baş başa kalma fırsatı buldum.Ailenden ve ülkeden kilometrecelerce uzaktasın ve yanında Türkçe konuşan sadece 3 kişi var ve bir şekilde oradakilerle konuşmalısın.Yani diğer ülkeden insanlarla.Çünkü projenin amacını gerçekleştirmelisin ve yeni insan tanımak güzeldir her zaman. :)
Netice olarak 5 gece 6 gün kaldığımız otelden tanıştığımız bir sürü insanla ayrıldık ve yollara düştük.İlk durağımız olmuş olan St. Petersburg'daydık.Gezdik,dolaştık,hediye aldık,fotoğraf çektik ve artık Turkish Airlines'ın rahat koltuklarında uçaktaydık.Gün batarken ardından güzel hatıralar bıraktı.Hep hatırlanılası.Ve o akşam İstanbul'daydık.Aylar öncesinden İstanbulda yaşayan dayımla anlaşmıştık.İstanbul'u gezdirecekti.Sözünü tuttu ve beni sağ salim otele getirdi.:) Ve yarın, yeni şeylere gebeyken gözüm daha fazla dayanamadı ve rüya alemine gittim.Ertesi günü güzel İstanbul da kahvaltı yaptık ve boğazı içimize çektik hiç doyamadan.Ve rüzgar savurdu tekrar bizi Konya'ya.Ve o an fark ettim ki bir günde 3 ülke değiştirmişim.Tabi değişen sadece ülkeler değildi.Ruhumda yepyeni kapılar açıldı ve ilk yurt dışı seyahatime (deneyime) çıkmış olmanın o güzelliği, hoşluğu anlatılmazdı.Ülkemi oralarda temsil etmek haklı bir gururdu.Bana bu gururu yaşatan Feyza Akdan Hocam'a ve bana müsaade gösteren aileme sonsuz teşekkürler.Comenius'a  ve tabi okuyan herkese de. :)
Naile Büşra SÖYLEMEZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder